15 Mayıs Çarşamba 2024
1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan İBB'de terör soruşturması açıklaması: Ekrem İmamoğlu beni arayıp yardım istedi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, belediyelerde yürütülen terör soruşturmalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Soylu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun saygılarını sunarak kendisini aradığını söyledi, "Bana belli bir konuda "CHP Genel Merkezi beni zaten sevmiyor, nolursunuz bana bu konuda yardımcısı olur musunuz?" diye bir ricası da olmuştur. Ama biz kanun ne gerekiyorsa onu yaptık. Bir taraftan işine geldiği zaman alttan almasını bileceksin. Bir taraftan hakaret edeceksin. Bu ikiyüzlülüktür. Bunu tarihin akışına bırakıyorum." diye konuştu. SALDIRI HAZIRLIĞINDAKİ 5 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ Bakan Soylu ayrıca; saldırı hazırlığındaki terör örgütü PKK üyesi 5 kişinin mühimmat ve patlayıcılarla birlikte Van'da yakalandığını açıkladı. Soylu, teröristlerin talimatı İran'dan aldıklarını söyledi. Bakan Soylu'nun konuşmasından öne çıkanlar: "Biraz önce İBB Başkanı'nın bu konudaki açıklamalarını hep beraber takip ettik. Elbetteki herkesin kendisini savunma hakkı vardır. Bu hem doğal bir haktır. Türkiye tam 40 yıldır terörle mücadele ediyor. 40 yıldır bu mücadele içinde ödediğimiz büyük bedeller var. Dağdaki terörle mücadele ne kadar zorsa bu ondan biraz daha zordur. Doğu ve Güneydoğu'da PKK/KCK ile irtibatlı olduğu bilinen belediye başkanları açığa alındılar. FETÖ'den devlete sızanlar kamudan çıkarıldı. Zorlu bir sürecin sonunda kamuyu çok büyük bir şekilde terör örgütünden arındırdık. Elbette sizde ben de biliyorum ki; kriptosu var, uykuya yatmış olanlar var... Biz bunların hepsini sökebilmek için büyük bir çaba ortaya koyuyoruz. "CHP BENİ SEVMİYOR" Eğer FETÖ ile iltisaklı belediyelerde gereğini yerine getirmemiş olsaydık bugün neler olurdu? Anayasa yetkisini kullandığımız için eleştirildik. Bundan belli bir süre önce İmamoğlu saygılarını sunarak beni aramıştır. Bana belli bir konuda "CHP Genel Merkezi beni zaten sevmiyor, nolursunuz bana bu konuda yardımcısı olur musunuz?" diye bir ricası da olmuştur. Ama biz kanun ne gerekiyorsa onu yaptık. Bir taraftan işine geldiği zaman alttan almasını bileceksin. Bir taraftan hakaret edeceksin. Bu ikiyüzlülüktür. Bunu tarihin akışına bırakıyorum. "BELEDİYELERE SÖZDE DEĞER AİLELERİ ALDILAR" İstihbarat elimizde olduğu için soruşturma izni verdik ve başladı. Sözde değer aileleri aldılar. Biz şehit ailelerini alıyoruz ya. Terör örgütü PKK'da elinde bulundurduğu belediyeler vasıtasıyla, dağda etkisiz hale getirilenlerin akrabalarını, kardeşini, ağabeyi gibi yakınlarını belediyelere alıyor. Biz bunları biliriz. Bunları, HDP'yi ve PKK'yı iyi takip ettiğimiz için, kayyum belediyelerinde operasyon yaptığımız için biliriz. İlişkiyi kiminle kurdunuz? Bu sözde değer ailelerini ben almadım diyememiştir. Tam tersi benim "Bulunduğum dönemde Anayasa Mahkemesi bunu iptal etti. Kanunlar şöyle geldi, böyle oldu. Onun için ben buradaki araştırmaları yapma görevi bana ait değil" diyor. Biz bu soruşturmayı sadece İBB'de yapmadık. Tüm belediyelerde yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Biz bu soruşturmayı sadece İBB'ye yapmıyoruz. Kanuna rağmen suçu olmasına rağmen işe alınanlar oldu mu? Oldu. Soruşturmayı 8 kişilik heyetle yaptık. Ve heyet içerisinde, Ticaret Bakanlığı ve MASAK'tan da elemanlar vardı. Herkesin kendine ait bir sorumluluğu vardır. Başmüfettişlerden en kıdemlisi olan koordinasyonu yapar. Birisi çıktı yerine başka biri geldi... Bu da yalan. 8 kişi devam etti. "İŞE ALDIKLARINIZI SİZE KİM ÖNERDİ?" 505 kişi terörle iltisaklı olduğu için kamuda çalışamaz. Yüzünüzün karalığını silemezsiniz. Bu 505 kişi İmamoğlu döneminde alınmış bunların bizatihi işe girmesinde engel durum söz konusudur. Ve kendi suçunu örtbas etmek için masum insanları kalkan yapmak ayıptır. Terör iltisaklı 505 kişiyi İmamoğlu işe almıştır. "SORUMLULUĞUNU ÖRTBAS EDEMEZSİN" Bu 505 kişinin şirketteki dosyalarını kimden almış olabiliriz? İBB'den... 500 kişinin terörle itisakına bakıldı ve dosyaları sizden istendi. Ben bunları bilmiyorum, haberim yok demek yalanın kuyruklusudur. Sorumluluğunu örtbas edemezsin. Bir yalan daha var. 'Benim bunlarla ilgili ne sorumluluğum olabilir?' diyorsunuz. 2-3 kişiyi işten atan irade kimin iradesidir? İBB'nin... Peki bu iradeyi neden terörle iltisakı olanlar için kullanmadın? "İMAMOĞLU ALENEN YARGIYI TEHDİT ETTİ" Daha önce bir yalan var. Benim bunlarla ne sorumluluğum olabilird diyorsunuz. 2-3 kişiyi işten atan irade kimin iradesiniz. İBB'nin iradesidir. 2-3 kişiyi işten atan irade diğerleri için neden aynı iradeyi göstermemiştir? Hepsini kendi ağzınla söylüyorsun. 2-3 gazeteye yazdırdığın yazıyla sorumsuzluğunu örtemezsin. Biz bugün de güvenlik ve arşiv soruşturması istenirse veririz. Bir soruşturma yok, üç soruşturma var. DİAYDER soruşturması devam ediyor onu niye sormuyorsun? Bir de Belediye içinde yakalanan Şafak Duran'la ilgili soruşturma var. Belediye'ye gassalolarak girip çıkmış. Biz 9 Aralık'ta durumu izah ettikten sonra baktı ki mesele başka yöne gidecek kurmadıkları değerlendirme komisyonunu kurdu. Bütün bunları ortaya koyduktan sonra, esas itibariyle İmamoğlu ne yapmak istedi? Bir önceki mahkemede olduğu gibi alenen yargıyı tehdit etti. Dedi ki: Bu terör soruşturmasını açarsanız Gökkubbeyi başınıza yıkarım. Daha sonra "Ben bu lafı yargıya söylemedim, Süleyman Soylu'ya söyledim" diyebilir. Dil papuç, bunu rahatça yalan söyleyebiliyor.

Bizim terörle mücadelemiz hoşuna gitmeyebilir ama tüm bunlarla ilgili bizi Cumhurbaşkanımıza, partimize şikayet ediyor. Ben bir güvenlik sorunumuyum ama PKK için güvenlik sorunuyum. Çünkü görevim bu. Sabahtan itibaren bu konuda birçok değerlendirmeler yapıldı. Ama maalesef Mersin, Adana gerek İzmir. İzmir'de yakalanan terör örgütü üyesi içeride. Kimler bunlar? "HAYATI YALAN OLDUĞU İÇİN ELBETTE SÖYLEYEMEZ" İstanbul'da yardım toplarken yardımla ilgili, bu yardımın kanunlara uygun olmadığını tespi ettikten sonra çok doğal olarak yardım toplanan paralara el konuldu. İBB Başkanı Beni aradı ve dedi ki: CHP zaten bana karşı, hemşehriliyiz ne olur onları bana ezdirme. Hayatı yalan olduğu için elbette bunu söyleyemez. Aramızda bir telefon daha gerçekleşti. Onu da gidip CHP ye şikayet etti. İçişleri Bakanı bana böyle böyle söyledi diye. Fikri Karabulut, 2014'te PKK-KCK kırsala katılmış.Ömer Keleş, Nuri Çiçek; İbrahim Doğan, Muharrem Kılıç. Bunlar kim dağdakiler. Bunlar sadece bir kısmı. Biz o zaman görevimizi yapmayalım, işe gitmeyelim. HDP ile anlaşılsın biz de aval aval bakalım! O zaman biz ahmak oluruz, görevimizi istismar etmiş oluruz. Mazlum Şimşek, kardeşi Selim Şimşek 2014'te PKK'ya katıldı. Sabah bunları açıklasaydı! HDP, terör örgütü teklif etti deseydi. İnsanlara iftira atmak kolay bir iştir. Bu ülke terörle mücadele ediyor. Biz şehitlerimize, gazilerimize borcumuzu ödeyemeyiz. DHKP-C'den FETÖ'den bir çok isim konusu. Ama suçlayınca iftira atabilme kabiliyetine sahip olabiliyorsunuz.Ayıptır, yazık günahtır. Hepimizin bir kamu sorumluluğu var, ama bu sorumluluğu anayasa ve kanunlar içerisinde götürüyoruz. Ama siz kibrinizin ve hırsınız mağlubu olursanız yolda giderken adeleti vicdanı, hukukun üstünlüğünü hesap etmezseniz, PKK'lıyı da DHKP-C'liyi de FETÖ'cüyü de doldurursunuz. 120 kişiyi neden işten çıkardı? Neden biz uyarmadan önce değil de sonra çıkardın? Bedeli ne olursa olsun biz bunu öderiz. Bizim görevimiz bir da Türkiye'nin terörden ağzının yanmamasıdır. Hangi bilboardlarda ismimizi soyismimizi ifşa ederlerse etsinler bir önemi yoktur. Türkiye'den önemli değildir. Siyasi hesapla kamu kurumu teröre peşkeş çekilemez."

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu duyurdu! Taksim'deki alçak saldırıda kritik isim yakalandı

Bakan Soylu, İstiklal Caddesi saldırısını planlayan Bilal Hassan'ın kaçışına yardım eden kişinin yakalandığını açıkladı.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan BAYKAR'a ziyaret

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Özdemir Bayraktar Milli Teknoloji Merkezi'ni ziyaret etti. Bakan Soylu paylaşımında şu ifadelere yer verdi: Güvenlik güçlerimizin mücadele/çalışma arkadaşı gururumuz İHA’ların üssü Özdemir Bayraktar Milli Teknoloji Merkezindeyiz. Milli, yerli Savunma Sanayii gururunu yaşatan rahmetli Özdemir Bayraktar'a ve Sn.Cumhurbaşkanımıza minnettarız. Kızıl Elma hedefine ilerliyor. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1617156557958938625?s=46&t=2pLHrc0o-4mbgxr1EYaYbA BAYKAR'DAN PAYLAŞIM Baykar'ın sosyal medya hesabından paylaşılan mesajda, İçişleri Bakanı Soylu ile Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Sahil Güvenlik Komutanı Ahmet Kendir ve beraberindeki heyeti ağırlamaktan duyulan memnuniyet dile getirildi. Söz konusu paylaşımda, ziyaret sırasında BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri (CTO) Selçuk Bayraktar ile Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar'ın, Soylu ve beraberindekilerle çekilen fotoğraflarına da yer verildi.. https://twitter.com/baykartech/status/1617134865933017088?s=46&t=2pLHrc0o-4mbgxr1EYaYbA

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan Kemal Kılıçdaroğlu’na 14 Mayıs göndermesi: ‘Aynı Stalin gibi’

Süleyman Soylu, İzmir‘de katıldığı bir program sonrası gençlerin sorularını yanıtladı. Kendisine yöneltilen CHP’nin 14 Mayıs’ı sahiplenmesi ile ilgili soruya ‘Stalin’ göndermesi yapan Bakan Soylu tüm salonu kahkahaya boğdu. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1619078158006755350?s=46&t=8MqQi6INJBf6lRytJ7eVcQ SORU: ‘CHP’NİN 14 MAYIS’I SAHİPLENMESİNE NE DİYORSUNUZ’ İşte Bakan Soylu’nun cevabı; ‘Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs’ı sahiplenmesi Stalin’in kapitalizmi anlatması gibi bir şey. Şimdi 14 Mayıs bir halk harekatıdır. İsmi de beyaz ihtilaldir ve halkın hepsini kapsayan bir ihtilaldir.’ ’14 Mayıs bu ülkede insanların özgürlüklerine, demokrasisine, hürriyetine bu ülkede Kuran-ı kerimin okunmasını yasaklayanlara karşı milletin kendi dinine, kendi inancına, kendi değerlerine sahip çıkmasının adıdır. Bunu engelleyen de CHP’dir. Cumhuriyet Halk Partisi milletin değerleriyle kavgalı bir siyasi partidir. Bu kadar açık ve net. Rahmetli Menderes’e ‘sizi ben bile kurtaramam’ diyen bir anlayışı ortaya koymuş, darbecileri tahrik edip keşif yaptırıp Türkiye’de darbe yaptırmışlardır. 14 mayıs halk iktidarını hazmedememişlerdir. Bugün Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarı millet iktidarıdır, Halk iktidarıdır.’

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Batı’da maddeye bağlı ölümler sürekli yükselirken biz de düşmektedir”

Soylu, Antalya'nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde düzenlenen Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Antalya, Erzincan, Isparta ve Ordu'da Kökünü Kurutma Operasyonları gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Türkiye'nin yıllardır büyük mücadeleler verdiğini ve bu mücadelelerin çoğunun ana kaynağının da yurt içi olmadığını belirten Soylu, yıllardır terörle mücadele eden Türkiye'nin tecrübeler, acılar, sıkıntılar biriktirdiğini kaydetti. Terörün bitmesi konusunda vatandaşın desteğinin nasıl alınabileceği iradesini ortaya koyduklarını vurgulayan Soylu, "Terörle mücadelede hem sınırların içerisinde hem de dışında TSK'dan MİT'e, emniyetten, jandarmaya kadar, savunma sanayi aktörlerinden, ülkenin geri kalmış bölgelerin kalkınmasına kadar topyekün mücadele verdik. Sonucunu aldığımız bu mücadelenin aynısını mali suçlar noktasında da gerçekleştirdik." dedi. Devletin bütün kurumları ile oluşturulan sinerji ile Türkiye'nin en büyük kara para, uyuşturucu ve suç gelirleri operasyonlarını gerçekleştirdiklerini anlatan Soylu, "Bu operasyonları son 5 yılda bütün kurumların bir araya gelmesi, devlet aklı ve tecrübelerini ortaya koyarak gerçekleştirip sonuç alıyoruz. Tarihin en büyük suç gelirleri operasyonlarını yapmaya devam ediyoruz. Devletimizin vergi kayıp ve kaçakları azalıyor, vergi gelirleri artıyor. Haram para nesillerimizi zarara sokar." diye konuştu. Uyuşturucu ile mücadelede bir taraftan arz ile mücadele edilirken, tedavi ve rehabilitasyon ile mücadele ettiklerini, önleme faaliyetleri gerçekleştirdiklerini dile getiren Soylu, "Bugün 36 binden 122 bine uyuşturucudan dolayı tutuklamalar çıkmışsa burada bütün kurumların birliktelik anlayışı söz konusudur. Eskiden şöyle haksız bir yargı vardı. İşte polis yakalıyor, yargı bırakıyor. Bu aslında suç ve suçluların devletin kurumlarını birbirine düşürmek için oluşturduğu en büyük tezgahlardan bir tanesiydi. Yapılması gereken 5-6 ay izleyeceksin, delilleri kuvvetlendireceksin. Tabii ki anlık yakalamalar olabilir." ifadelerini kullandı. "İlk kez uyuşturucu ticaretine bulaşanların sayısı 15 bin 500'e düştü" Terörün ucunu yakaladıkları zamanı sezdiklerini, mali suçlarla ilgili de kayıt dışılığı bitirme noktasında ipin ucunu yakaladıklarını belirten Soylu, "Uyuşturucu mücadelesinde de karşımızdakini mağlup etmenin, milletimizi bu illetten kurtarmanın ucunu yakalamış durumdayız. 2018 yılında Türkiye'de uyuşturucu ile ilgili ihbarların sayısı 262 bindi. Bu, 2022 yılında yüzde 44 düşüşle 146 bin sayısına gerilemiş durumda. Demek ki sokaklarda bu mücadele güçlü bir şekilde yapılıyor ki ihbar sayısı gün geçtikçe azalır bir noktaya geldi. 2018 yılında Türkiye'de 86 bin operasyon yapılırken 2022 yılında 245 bin uyuşturucu operasyonu yapıldı. 3 kat arttı. Buna rağmen ilk kez uyuşturucu ticaretine bulaşanların sayısı 19 binden 15 bin 500'e düştü. İpin ucunu yakaladığımız dediğimiz de budur. Yakalamalar da ise 130 binden 300 bini aştı." dedi. Amerika ve Avrupa'nın uyuşturucuya karşısı adeta pes ettiğine dikkati çeken Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyada küresel bir uyuşturucu baskısı vardır. İnsanlar bireyselleştirilmekte, aileden kopulmaktadırlar. Aile kavramı bertaraf edilmek istenmektedir. Ülkelerin kendine ait gelenek ve görenekleri uyuşturucu adı altında baskılanmaktadır. Tek tip bağımlılık, küresel bir kimlik oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bize dayatılan küreselleşme mantığının da özü burasıdır. Bunun en önemli aracı uyuşturucudur. Amerika Afganistan'ı işgal ettiğinde afyon ekili tarla 17 bin hektardı. Bir devletin kalabileceği en kötü fotoğrafla, insanların uçaktan döke saça kaçtığı görüntüyle ayrıldığında ise Afganistan'daki afyon ekili tarla 300 bin hektardı. Bu bilinçli bir tercihtir. Bu özellikle etrafımızdaki coğrafyayı, Avrupa'yı uyuşturucu ile karşı karşıya bırakmak ve onun baskısı altında kendisine esir etmek konusundaki iradenin tecellisidir. Bütün bunları gerçekleştirirken de acımasız davranmaktadırlar." Soylu, 2022 Avrupa Uyuşturucu Raporu'na göre Avrupa'nın esrar ve sentetik uyuşturucular için üretim merkezi olduğunun altını çizerek, "Küresel sorunlar yeni tehdit aksları üretiyor. Artık küresel sorunlar bizimle ilgisiz, uzak coğrafyalardan bile bize rahat bir şekilde ulaşabilmektedir. Biz kendi uyuşturucu meselemizi Afganistan ve Avrupa arasını takip ediyoruz. Bir tarafımız afyon diğer tarafımız uyuşturucu hap üretmektedir. Gerek güç, gerek terör gerekse uyuşturucu hattı sürekli birbirini tetiklemektedir." "Onlarda maddeye bağlı ölümler sürekli yükselirken biz de düşmektedir" Afrika'dan kaçak göçmen gelebiliyorsa terör, şiddet ve uyuşturucunun da gelmeye çalışacağını dikkati çeken Soylu, şunları kaydetti: "Belçika'nın bir limanında Latin Amerika üretimi 70 ton kokain yakalanabiliyorsa, Avrupa ve ABD uyuşturucuya teslim olmuşsa küresel sorunlara ve uyuşturucuya 460 derece bakmak zorundayız demektir. Birileri kafasını deve kuşu gibi kuma gömüp uyuşturucu ve terör meselesini iç siyaset ekseninden görebilir. Organize suç çetelerinin ve FETÖ'nün hezeyanlarını, suflelerini kendilerine rehber edinebilir. Her konuyu istismar ettiği gibi uyuşturucu meselesini de seçim malzemesi olarak görebilir ama biz öyle bakamayız. Bizim sorumluluğumuz var. 15 Temmuz 2016'dan sonra uyuşturucu arzı ile ciddi mücadele verdik. Avrupa Uyuşturucu Raporu'na göre 2020 yılında tüm Avrupa ülkeleri 5,1 ton eroin yakalamışken Türkiye tek başına 13,4 eroin yakaladı. Bir yıl sonra da 21 tona çıkardı. AB ülkeleri 4,7 milyon tablet ekstacy yakalamışken Türkiye tek başına 11,1 milyon yakaladı. Tüm Avrupa ülkeleri 2,8 milyon kenevir bitkisi yakalamışken Türkiye tek başına 115 milyon kök kenevir bitkisini bir yılda yakaladı. Türkiye'de bir kez uyuşturucu kullananın toplam nüfusa oranı yüzde 3,1. Avrupa'da bu rakam yüzde 29. Onlar niye yakalamıyorlar? Eğer talebi dik tutarsanız, arzı bir şekilde taleple buluşturmak ve meseleyi seyretmek zorunda kalırsınız. Avrupa ve Amerika'nın yaptığı en büyük tehlike talebi sürekli olarak arttırmaktır. Bu bizim için de tehlikedir. Kullanımına izin verdikleri için Amerika'da milyonda 324 kişi uyuşturucudan ölüyor. Bu rakam Norveç'te 89, Almanya'da 29. Biz de ise milyonda 4,7. Onlarda maddeye bağlı ölümler sürekli yükselirken biz de düşmektedir." Maddeye bağlı Türkiye'de 2012 yılında 941 kişinin hayatını kaybettiği bilgisini veren Soylu, "Metamfetamine rağmen 2021'de 270'e 2022'de de 250'nin altına gelmiş durumdayız. Metamfetamini baskıladığımız, rotasını değiştirdiğimiz andan itibaren uyuşturucuya bağlı ölümlerin Türkiye'de 100'ün altına düşebileceğini hepimiz göreceğiz. Geçen yıl 16,2 ton metamfetamin yakaladık. Çünkü en önemli tehditlerimizden birisi olarak bunu ortaya koymuştuk. Yine birinci tehdidimiz metamfetamindir, ikincisi sentetik ecza, üçüncüsü de eroindir. Eroinin rotası değişmesine rağmen. Yakalamalarımız düştü çünkü eroin rotası Akdeniz üzerine kaydı. Doğu'daki yakalamalarımız arttı. Sınırdan girer girmez çok ciddi baraj kurup Türkiye'ye yayılmasını engelleyen hattı kestiğimiz için uyuşturucu tacirleri, suç örgütleri baronu rotayı değiştirmek durumda kaldılar. Bu baskıyı aynen devam ettirmek zorundayız. Metamfetaminde de bu baskıyı sağladığımız andan itibaren onun da rotası kayacaktır." değerlendirmesinde bulundu. Maddeye bağlı ölümlerin 2022 yılında milyonda 4,5 kişi olduğunu anlatan Soylu, "Bunu sadece 'Bacak kırın.' diyerek yapmadık. Biz orada kararlılığımızı gösterdik. Samimiydik, haklıydık. Bugün de aynı noktadayız. Yine aynısını söylüyoruz. Kararlığımızın ifadesidir. Bunu söylediğimizde ölüm sayısı 941'di ve sürekli bir tırmanış içerisindeydi. Hepimiz insanız. Sokağa çıkınca anne kolunu tutup, gözünü gösteriyor ve 'Bunu benim oğlum yaptı.' diyor. Biz böyle bir millet değiliz ve olmamalıyız. Anne ve babaların da evlerinde uyuşturucuya karşı mücadele etmesini isteyen Soylu, "Uyuşturucuya başlayanların yüzde 75'i arkadaş ısrarı ile başlıyor. Narkolog araştırmaların sonucu bunu gösteriyor. Anne ve babaların evlerinde, çocukları takipte, çantasında... Bizim öyleydi. Annemiz okuldan geldiğimizde 'Acaba ne var?' diye çantamıza bakardı. Bundan koptuğumuz anda bambaşka risklerle karşı karşıya kalabiliriz. Uyuşturucuya başlayanların yüzde 55'i özenme ve merak da diyor. Bu araştırmalar bize yol haritası koyuyor." dedi. Ortaya koydukları süreci operasyon sayılarını 3 kat arttırarak, tutuklu sayısını 37 binden 122 bine çıkartarak gerçekleştirdiklerini aktaran Soylu, şöyle konuştu: "Belki avukatları çok üzülecek ama PKK'nın tam 289 milyar liralık uyuşturucunu gelirini keserek bunu sağladık. 2016'dan bugüne kadar İHA ve SİHA desteği ile 284 büyük çaplı narkoterör operasyonları yaptık. 124 bin 374 metruk bina tespit edildi. Bu binanın 90 bin 478'ini yıktık. En büyük problemimiz uyuşturucunun kullanıldığı yer. Metruk binaların 14 bin 507'sini rehabilite ettik. Geri kalan 14 bini de yıkacağız. Gittiğim yerlerde gözüm metruk binalarda. Metruk binalarda uyuşturucunun yüzde 30'u kullanılıyordu, son araştırmalarda ise yüzde 21. Devletin bütün kurumlarıyla yaptığımız mücadeleden sonuç alıyoruz. Bataklık operasyonları yaptık. İlk kez suç gelirleriyle ilgili operasyon yapıyoruz. Şirketlere, mal varlıklarına el koyduk, hareketsiz hale getirdik. Yaklaşık 2 yıla yakın da içeri tıktık. Uluslararası ülkelerden gerekli unsurlar gelmeyince de yargılaması devam etmek üzere bırakıldılar. Bu onların suçsuz olduğu anlamına gelmiyor ki. Bu suç geliri operasyonu. Uluslararası gerçekleştirdiğimiz operasyon çok başarılıydı, iyi sonuçlar aldık ve büyük moral verdi. Tedarik zincirini hedeflediğimiz 40 Kökünü Kurutma Operasyonu yaptık. Uyuşturucu ticareti yapan 1138 organize suç örgütü çökerttik. Son 7 yılda 57 önemli uluslararası operasyon gerçekleştirdik. Yapay zeka ASENA programıyla 6 bin 600 operasyonla yakalama gerçekleştirdik." Uyuşturucu meselesinde önlerindeki en ciddi tehdidin metamfetamin olduğunu dikkati çeken Soylu, "Küresel ölçekte kullanımı artıyor. Türkiye'de 2015 yılında itibaren görülmeye başlanmıştır. Bu işin üzerine düştük. Türkiye'de ilk kez bir madde hakkında genelge yayınlandı ve tüm birimlere gönderildi. Bu genelgeden sonra da metamfetamin konusunda çok ciddi bir yakalama ve saha baskısı ortaya konuldu. Saha baskısını arttırmakta kararlıyız." dedi. "Uyuşturucunun önemli kullanım yeri de ev ve metruk binalardan sonra arabalar" Önlerindeki dönemde ağırlık verecekleri konunun arabalarda uyuşturucu kullanımı konusu olduğunu açıklayan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Evlerdeki uyuşturucu kullanımı baskısını anneler üzerinden kuruyoruz. 1,4 milyon anneye 'en iyi narkotik polisi anne' eğitimi verdik. Milli Eğitim Bakanlığımızla da 3 ay içerisinde 25 milyon insana ulaşacağız. Üçüncü önemli kullanım yeri de ev ve metruk binalardan sonra arabalar. Uyuşturucunun arabada kullanım saati olarak değerlendirdiğimiz saatlerde araba operasyonlarını devam ettireceğiz. Parklar da önemli. Işıklandırılması ve bekçilerin devriye atması en temel meselelerimizden bir tanesi. Uyuşturucu en fazla yüzde 47,5 ile evde, yüzde 21,2 ile metruk binalarda, yüzde 12,8 ile arkadaşının evlerinde, yüzde 10,8 ile de arabalarda kullanılıyor. Bunların hepsine baskı yapıyoruz. Okul önlerindeki baskımız, annelere yönelik eğitimlerin olumlu etkilerini görmeye başladık. Sağda solda park etmiş, gözden ırak yerlerdeki araçlara yönelik nezaket ve hukuk kuralları çerçevesinde teyakkuzda olmamız lazım." Bazı anne ve babaların "Ne olursunuz oğlumu cezaevine koyun." dediğini anlatan Soylu, "Kurtuluşu orada buluyor. Onun için bir, resen tedavinin uyuşturucu ile mücadelede en önemli adımlarımızdan birisi olacak. İkincisi de Adalet Bakanlığınca cezaevlerinde rehabilitasyon merkezleri oluşturuluyor. Bu aranılan ve istenilendir. Cezaevi rehabilitasyonların uyuşturucunun hem içeride hem de dışarıda tükenmesi konusundaki en önemli meselelerinden birisi olacağını düşünüyorum. Sağlık Bakanlığı da rehabilitasyon merkezleri sayısını çok ciddi şekilde arttıracak. Bu çalışmaların önemli sonucu olacak." dedi. Uyuşturucu ile mücadeleyi yaparken üzüldükleri yerler olduğunu, haksızlıkla, iftiralarla karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Soylu, "Türkiye'de uyuşturucunun cari açığı kapatmada enstrüman olarak kullanıldığı değerlendirilmesi bizatihi her birimize yöneltilen bir suçlamadır. Çok net. Bunu tek başıma yapamayacağıma göre, Buradaki arkadaşlarım da tek başına yapamayacağına göre, bunu sınırından, girişinden satışına kadar, dağıtımına kadar her bir aşamasında bizim dahlimiz olduğu, bunu da devletin gelirlerine yansıttığımız konusunda, akla hayale, ipe sapa gelmez, sapkınlık derecesinde iftira ile karşı karşıya kaldığımızı ifade etmek istiyorum. Bu olur mu? Olmaması lazım. Bunların hiçbirisi bizi yıldırmaz. Hiçbirisi sabah atacağımız adımı dirençsiz hale getirmek. Tam tersi. Gittiğimiz istikametin doğru istikamet olduğu, doğru bir yol tutturduğumuzu, anlayış ortaya koyduğumuzun temel göstergesidir." ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanlığında 6,5, bakanlıkta ise 7,5 yılını doldurduğuna işaret eden Soylu, şunları kaydetti: "Ben şunu gördüm; mali suçlarla uyuşturucu ile ilgili meseleye girmeden, organize suçlarla ilgili büyük adımlar atmadan, Türkiye'nin en az saldırılan bakanlarından bir tanesiydim. Benim tecrübem bu. Ne zaman bu alanda küreği aldık, derinlere girmeye başladık o zaman her türlü saldırıyla karşı karşıya kaldık. Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar. Bir tek çocuğu terörden kurtarabiliyor muyuz, doktor olmasını sağlayabiliyor muyuz, uyuşturucu bulaşmasını engelleyebiliyor muyuz, trafik kazası mağduru olmasını engelleyebiliyor muyuz? Ben bir kişiyim ama bizim yaptığımız iş milyonlarca kişinin hayatına değiyor. Bu hepimize yeter. Bu dünyada işimizi iyi yaparsak takdir görür, dua alır, hem de öteki dünyaya Allah'ın rızasını kazanmış bir şeklide gideriz. Kim ne derse desin. Bu devlet 2 bin yıllık devlet ve kuralları vardır. Tek bir kişiden ve kişilerden müteşekkil değildir. Kendi kuralları, kendi ilkeleri, mücadele gücü, azmi, kararı olan, milletine hizmetkar olan bir devlettir. Kim hangi iftirayı atarsa atsın sonuç olamaz. Türkiye güvenlik alanında tarihinin en iyi mücadele aksına, sonuçlarına bu dönemde devletin bütün kurumlarıyla sahiptir. 15 Temmuz'da aldığımız darbeye rağmen." Soylu, kaymakamlık ve valiliklerin kapılarının "Evladımı uyuşturucudan kurtar." diyen madde bağımlısı çocuğu olan bütün anne ve babalara sonuna kadar açık olması gerektiğini vurgulayarak "Onların dertleriyle dertlenmeyen bizden değildir." ifadesini kullandı. Cumhuriyet'in 100. yılında sonraki nesillere güçlü Türkiye bırakmakla yükümlü olduklarına dikkati çeken Soylu, Türkiye'den bütün uyuşturucu satıcılarının, uluslararası spekülatörlerin korkması gerektiğini sözlerine ekledi. İçişleri Bakanlığı koordinesinde düzenlenen toplantı, 2 Şubat'ta sona erecek.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan Amerika Büyükelçisi'ne: Pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek

Avrupa'da İslamiyet'in hedef alınması gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. İsveç, Hollanda ve Danimarka'da düzenlenen provokatif eylemler, Türkiye'de sinirleri germiş tansiyonu yükseltmişti. Bunun üzerine siyasi isimlerden kınama mesajları gelirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'da NATO üyeliği sürecinde Türkiye'nin onayına takılan İsveç'i desteklemeyeceklerini açıklamıştı. "Türkiye’ye karşı yeni bir psikolojik harp başlattılar" Yaşanan gelişmelerin ardından 5 ülkeden Türkiye'deki vatandaşlarına yönelik terör uyarıları gelmiş, ardından da konsolosluklar için karar alınmıştı. Almanya, İngiltere, Hollanda, İtalya, Kanada, Belçika ve Fransa'nın ardından son olarak İsviçre güvenlik sebebiyle ikinci bir duyuruya kadar konsolosluklarını kapattı.  Konuya ilişkin açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye’ye karşı yeni bir psikolojik harp başlattılar." ifadelerini kullanmıştı. "Pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek" Bugün Antalya'da İl Göç Müdürleri İstişare Toplantısı'na katılan Bakan Soylu, bu kez sert açıklamalar yaptı. Soylu'nun açıklamaları şu şekilde: Yabancı terörist savaşçılar tespiti ile ilgili Türkiye önemli bir performans ortaya koymuştur. Her Amerika Büyükelçisi'nin 'Türkiye'de acaba ben ne yaparım, ne yaptırırım, Türkiye'ye nasıl zarar verebilirim, babalarıma nasıl yaranırım' dertleri budur. Bütün Türkiye'nin yıllardan beri en önemli talihsizliklerinden biri de bu. Diğer büyükelçilikleri toplar onlara akıl vermeye çalışır. 

Otururlar Avrupa'yı dizayn ederler. Türkiye'yi de dizayn edebileceklerini zannediyorlardı. Bir adam oyunlarını bozdu; Recep Tayyip Erdoğan. 

Amerika Büyükelçisi'ne sesleniyorum; Hangi gazetecilere yazı yazdırdığını biliyorum. Pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek. Maskeli, sırıtan yüzünü Türkiye'nin üzerinden çek.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Büyükelçi Jeff Flake yönelik sözlerine ABD’den yanıt

İçişleri Bakanı Süleyman Bakan Soylu dün, son günlerde bazı ülkelerin konsolosluklarını kapatmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu, ABD Büyükelçisi'ne seslenerek, “Amerikan büyükelçisine buradan söylüyorum. Hangi gazetecilere yazı yazdırdığını biliyorum. Pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek. Çok net söylüyorum. Pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek. Neleri yaptırdığınızı, hangi adımları attırdığınızı, Türkiye'yi nasıl karıştırmak istediğinizi net bir şekilde biliyorum. O pis ellerinizi, o maskeli, sırıtan yüzlerinizi Türkiye'nin üzerinden çekiniz" dedi. ABD’DEN YANIT ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake için “Pis ellerini Türkiye’den çek” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yanıt verdi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “ABD hükümetinin Türkiye’yi karıştırmaya yönelik çabalara katıldığı ya da destek verdiği şeklinde her türlü ima yanlıştır” dedi. VOA Türkçe muhabirinin Bakan Soylu’nun açıklamasıyla ilgili sorusuna cevaben e-posta yoluyla yazılı bir açıklama yollayan Bakanlık sözcülüğü, Türkiye’nin uzun geçmişe dayanan ve değerli bir NATO müttefiki ve ABD’nin güvenlik ortağı olduğunu belirtti. Açıklamada şunları kaydedildi: “ABD hükümetinin Türkiye’yi karıştırmaya yönelik çabalara katıldığı ya da destek verdiği şeklinde her türlü ima yanlıştır. Türkiye uzun geçmişe dayanan ve değerli bir NATO müttefiki ve ABD’nin güvenlik ortağıdır. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yurtdışındaki ABD vatandaşlarının emniyeti ve güvenliğinden daha önemli bir önceliği yoktur. Yurtdışındaki ABD büyükelçilikleri ve konsoloslukları bölgede meydana gelen belirli olaylar ve değişikliklere ilişkin gerçek zamanlı olarak ABD vatandaşlarına bilgi vermek amacıyla uyarı yayınlarlar. Bu, ikili siyasi ya da ekonomik değerlendirmelere bakılmaksızın yapılır.”

1 yıl önce

"Tarihimizin en büyük afeti" diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu duyurdu: Yağma haberleri geliyor, böyle bir şey söz konusu değil

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğünde kurulan kriz masasında depreme ilişkin açıklamalarda bulundu.  Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde; "Pazarcık merkezli 7.7 büyüklüğünde, ardından yine aynı gün 7.6 büyüklüğünde 2 depremle karşı karşıaya kaldık. Kıymetli vatandaşlarımıza şunu belirtmem gerekir; Birçok afet yaşadık, 10 yıl önce Van depremi ve ondan önce büyük afet ve depremler yaşadık. Hava koşulu, 500 km'lik alanı kapsaması açısından belki de tarihimizin en büyük depremlerinden biriyle karşı karşıyayız. Herkes seferber olmuş durumda. Birinci önceliğimiz arama kurtarma. Tüm kurum ve kuruluşlar bugün sahada. Elbette ki bulundaki yerden deprem noktalarına gelmeleri hava şartları sebebiyle biraz zaman almıştır. Kahramanmaraş'ta 941 bina tamamen yıkılmıştır, hasar alanlar içinde değil. Yola çıkıp, Antep ile Maraş arasında hava koşulları nedeniyle 10-12 saatlik beklemeler olmuştur. Bütün arkadaşlarımızla beraber eksiklikleri giderebilmek için ciddi bir mücadele içerisindeyiz. Hepimiz için onarıcı bir dile ihtiyaç var. Beraberliğe, bütünlüğe ihtiyaç var. Kahramanmaraş'ta şu anada kadar 600 hemşehrimizi defnettik. Şu ana kadar yabancı ve yerli 2 bin profesyonel arama kurtarma birimi çalışmaktadır. Elbistan'da kar yağışı var, oraya ağırlık vermeye çalışıyoruz.  Eksiklikler olabilir, zamanla yarışıyoruz. Bazen yüz kalem işi bir anda çözmek durumunda kalıyoruz. Burada onarıcı bir dil kullanmak lazım. Özellikle enerji konusunda ilk 2 gün büyük zorluklar çektik. Bütün yakıt ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştık. Doğal gaz konusunda problem devam ediyor. Şu an dışarıdan gelen toplam 75 bin öğün yemek çıkarmayı gerçekleştirdik. Bunu daha da artıracağız. Bazı yerlerde yağma haberleri söz konusu. Bunlar iki küçük yer. Bunlar hemen tespit edildiler."

1 2 ... 25 26 27 28 29 30 31 32 33